-
1 seli suyu kalmamış
не со́чный, сухо́й (о фруктах, пище и т. п.) -
2 sel
сель; пото́к тж. перен. ; бу́рный па́водокinsan seli — людско́й пото́к
••- seli suyu kalmamışsel gider, kum kalır — посл. пото́к проно́сится - песо́к остаётся (нельзя полагаться на преходящее, непрочное)
-
3 sel
sel baskını Überschwemmung f;seli suyu kalmamış ohne Saft und Kraft -
4 sel
(-lli)а сель; пото́к тж. перен.; бу́рный па́водок, стреми́тельное тече́ниеsel gibi akın — бу́рное тече́ние
◊
seli suyu kalmamış — не со́чный (о фруктах); сухо́й (о пище) -
5 sel
"torrent, swift and violent flood of water. - gider, kum kalır. proverb Don´t get excited about those things that are here today and gone tomorrow; think instead of those things that you must contend with over a long period of time. -e gitmek to be needlessly wasted. - götürmek /ı/ 1. (for it) to rain cats and dogs in (a place). 2. (for rain) to cause flooding in (a place). - ile gelen yel ile gider. proverb Easy come; easy go. - seli götürmek (for water) to flood violently over a place. -i suyu kalmamış juiceless, no longer juicy; too thick or dry (owing to overcooking)."
См. также в других словарях:
seli suyu kalmamış — suyu kalmamış (yemek veya meyve) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sel — is., Ar. seyl 1) Sürekli yağan yağmurdan veya eriyen kardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su 2) mec. Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın Ellerinde çantalı, küçük yiyecek paketleri, kadınlı erkekli bir memur seli, Ulus Meydanı na … Çağatay Osmanlı Sözlük